en çekinmezler.
Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden (çıkarır) tatlı söz (dil) yılanı deliğinden (ininden) çıkarır.
Onur kırıcı sert kötü sözler insanı öfkelendirir; sabrını taşırır çileden çıkarır hoş olmayan davranışlara sürükler. Bunun aksine yumuşak tatlı hoş sözler de öfkeli geçimsiz saldırgan insanları yatıştırabilir; zarar vermelerinin önüne geçip onları doğru yola sokabilir.
Aç aman bilmez çocuk zaman bilmez.
Aç yemek yeme ihtiyacı olan yemesi gereken kimsedir. Bu insanın düşüncesi de karnını doyurmaktır. Onun bu isteği kimi özürlerle giderilip geçiştirilemez böyle yapılmak istenirse kimi anlamsız ve aşırı davranışlara kaymasına neden olunur. Çocuklar da bir şey istediler mi hemen onun yerine getirilmesini isterler beklemek nedir bilmezler.
Aç (arık) at yol almaz aç (arık) it av almaz.
İş gördürülen kimselerden verim umuluyorsa onlar aç yoksul ve zaruret içinde bırakılmamalı her yönden tatmin edilmelidirler.
Aç ayı oynamaz.
Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir; insan ya da hayvan olsun çalışan mutlaka doyurulmalıdır.
Aç bırakma hırsız edersin çok söyleme arsız (yüzsüz) edersin.
Yönetiminde bulunan gözetiminde olan kimseleri maddî ve manevî yönden tatmin etmelisin. İnsanları bu yönlerden sıkıntıya düşürür emeklerinin karşılığını vermez kötü muameleye maruz bırakırsan yanlış yola saparlar; söz dinlemez olurlar arsızlaşırlar.
Aç doymam tok acıkmam sanır.
Uzun süre yokluk içinde olan aç insan elde ettiğinden çoğunu ister tatmin olmaz yetmeyeceği duygusunu taşır. Tok yani varlıklı insan ise var olanla yetinir gibidir elindekilerin bir gün gelip tükeneceğini düşünmez yeni kazanç yollarına başvurmaz dahası elindekileri bilinçsizce harcamaya devam eder.
Aç elini kora sokar.
Aç ve yoksul insan zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için canı pahasına bile olsa her türlü tehliaaae atılmaktan çekinmez.
Aç gözünü açarlar gözünü.
Uğraşılarında giriştiğin işlerinde uyanık bulunup dikkatli olman gerekir; yoksa umulmadık beklenmedik bir anda büyük zararlarla karşı karşıya kalabilirsin. Bu belâdan sonra aklın başına gelir ama iş işten geçmiş olur.
Açık ağız aç kalmaz.
Çalışan didinen ne istediğini bilen bıkmadan usanmadan bunu dile getiren kişi geçim yolunu bulur; muhtaç duruma düşmez aç kalmaz.
Açık yaraya tuz ekilmez.
Acısı ve derdi taze olan bir kimsenin üzüntüsünü artıracak söz ve davranışlardan kaçınmak gereklidir.
Açık yerde tepecik kendini dağ sanır.
Kıymetli yetenekli kimselerin bulunmadığı veya az bulunduğu bir yerde kendinde az da olsa bir şey bulunan kimse böbürlenmeye büyüklük taslamaya başlar.
Açılan solar ağlayan güler.
Hayatta hemen her şey bir değişimin içindedir olduğu gibi kalmayıp tersine dönebilir güzel çirkinleşebilir; mutsuz mutlu yoksul da zengin olabilir.
Açın gözü ekmek teknesindedir (olur).
İnsanın tek amacı öncelikle kendisi için gerekli yaşaması için zorunlu olan yokluğunu çektiği şeyi elde etmektir.
Açın karnı doyar gözü doymaz.
1. Bir şeyin uzun süren yokluğu açlık ve doyumsuzluk duygusuna iter insanı; bu insan hiç doymamış aç kalacakmış gibi davranır; gözü nesnelerde kalır o nesneleri kaybedecek sanısına kapılır. 2. İhtiraslı kişi elindekiyle yetinmez daha fazlasını ister.
Aç kurt bile komşusunu dalamaz.
Komşu hakkı çok yücedir. Komşuya hangi şartlarda olursa olsun aç ya da zengin iyi davranılmalıdır. Çünkü toplumun dirlik ve düzenliği bir yönüyle buna bağlıdır.
Açma sırrını dostuna o da söyler dostuna.
Sır özeldir ve gizli tutulmalıdır. Onun gerçekten duyulup yayılması istenmiyorsa dosta bile açılmamalıdır. Açılırsa o da ağzından kaçırabilir ya da yakınına anlatabilir bunu başkaları duyabilir saklamaya çalıştığın şey sır olmaktan çıkar yayılır.
Aç ne yemez tok ne demez.
Yoksul kişi ihtiyaç duyduğu şeyin en kötüsüne bile razı olur; iyisini kötüsünü arayacak durumda değildir. Oysa varlıklı kişi için durum farklıdır o her zaman daha iyisini ister en güzel şeylerde bile bir kusur bulur mırın kırın eder.
Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa darı) ambarında sanır (görür).
Yoksulluk çeken varlık yüzü görmeyen kişi sürekli ihtiyaç duyduğu şeylerin hasretini çeker; kendisini onları elde etme hayaline kaptırır olmayacak düşler kurar.
Açtırma kutuyu söyletme kötüyü.
Hoşuna gitmeyecek sözler söylenmesine hakkında kötü şeylerin ortaya çıkmasına yol açmak istemiyorsan karşındakini kızdırma.
Aç tokun yüzüne bakmakla doymaz.
İnsan ihtiyaç duyduğu sürekli yokluğunu çektiği şeyleri varlıklı kimselerde görmekle onlara sahip olmuş sayılmaz. Tatmin olabilmek için onları gerçekten elde etmelidir.
Adalet ile zulüm bir yerde barınmaz.
Bu iki şey tamamen bir birinin karşıtıdır. Hak hukuk ve doğruluğun bulunduğu yerde zulüm olamaz zalimler bulunamaz. Zulmün bulunduğu yerde ise hak yeme sömürü eğrilik azgınlık vardır ve orada da ne adalet ne de âdil vardır.
Adam adama her daim muhtaç (gerek olur).
Tek başına yaşamak oldukça zor olduğundan insanlar bir arada yaşarlar dayanışmaya gerek duyarlar. İhtiyaçlar bu sayede karşılıklı olarak giderilir. Bu bakımdan hiçbir insanı küçümseyip yararsız saymamalı; olur ki bir gün hiçlenen o insanın yardımına gerek duyulabilir.
Adam adama yük değil can gövdeye mülk değil (Adam adama yük olmaz).
Birileri gelip konuğumuz olabilir evimizde kalabilir. Bu konuk tıpkı can gibidir; can nasıl gövdeye geldiği gibi gidiyorsa konuk da günün birinde geldiği gibi gidecektir. Bu sebeple yanımıza gelen arkadaş dost yakın ve konuklarımızdan yaka silkmemeliyiz.
Adam adamdan korkmaz utanır (hatır sayar).
Bir kimse kendisine yapılan kabalık kötülük karşısında sert tepki göstermiyor benzer bir şekilde karşılık vermiyorsa bu korktuğundan değildir; hatır saydığındandır utandığındandır duygularına egemen olduğundandır.
Adam adam denmekle adam olmaz.
Değerleri olmadığı hâlde değer verip saygı duyarak bazı unvanlar vererek överek pohpohlayarak bir kimseyi iyi yetişmiş değerli bir kimse yapamayız. Gerçek şahsiyet olgunluk insana yakışacak durum tutum ve davranış insanın kendinde bulunmalıdır.